top of page

3. LAİKLİK DİN VE VİCDAN ÖZGÜRLÜĞÜNÜN GARANTİSİDİR

Laiklik Fransızca kökenli bir kavramdır. Bu kavram en genel anlamıyla din ve devlet işlerinin birbirinden ayrı yürütülmesi demektir. Dinin devlet işlerine, devletin de din işlerine karıştırılmaması laikliğin gereklerindendir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti kuruluşundan itibaren laiklik ilkesi çerçevesinde hareket etmiş- tir. Kurumları, kuruluşları ve yönetim anlayışı laiklik ilkesine uygun olmuştur. Ancak laiklik, devletimizin yönetim anlayışını yansıtan bir ilke olarak Anayasa’mızdaki yerini 1937 yılında almıştır. Laiklik, bütün vatandaşların din ve inanç hürriyetini yasal açıdan güvence altına alır. Bu konuyla ilgili olarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 24. maddesinde yer alan ilke şöyledir: “Herkes vicdan, dinî inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir. Kimse ibadete, dinî ayin ve törenlere katılmaya, dinî inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; dinî inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz.” Atatürk de birçok sözünde laiklikle ilgili açıklamalar yapmıştır. Örneğin o, bir sözünde şöyle demiştir: “Türk devleti laiktir. Her yetişkin dinini seçmekte serbesttir.” (1) Böylece o, laikliğin herkese inanç hürriyeti tanımak anlamına geldiğini vurgulamış- tır. Laiklik dine değil, dinin istismar edilmesine, çıkar amacıyla kullanılmasına karşıdır. Atatürk, “...Laikliği dinsizlikle karıştırmak isteyenler, ilerleme ve canlılığın düşmanlarıdırlar...”(2) diyerek bu gerçeğe dikkat çekmiştir

bottom of page